30 Mayıs 2012 Çarşamba

İnsanız ve Korkuyoruz

Davranmaktan korkup, davranamadığınız oldu mu?
Yargılanmak, eleştirilmekten korktuğunuz?
Gitmek istediğiniz ama gidemediğiniz
Konuşmak isteyip konuşamadığınız
Ya da gülmek isteyip gülemediğiniz
Oldu mu?

Hayat mı bizi kısıtlar yoksa kendimiz miyiz bu zincirleri vuran?
Taşımaktan usandığımız ama hala taşımaya devam ettiğimiz yükleri sırtımıza kim verdi?
Kısıtlı bir döngüde mutlu olma telaşesi içinde yitip giden zamanı kim yakalayacak?

Zaman geçiyor...
Ömrümüz kısıtlı...
Gülmek isteyip neden gülemiyoruz?


Yakalayamayacağız bu günleri!...
Peki neden hala ellerimizle buğazımızı sıkmaya devam ediyoruz?
Konuşmak istiyor ama aynı zamanda niçin susma ihtiyacı duyuyoruz?


Korkuyoruz hem de ölesiye..
Önce kendimizden korkuyoruz,
Sınırları aşmaktan öteye geçtiğimizde neyle karşılaşacağımızdan korkuyoruz!

Biri çıkıp "nereye" diyecek diye korkuyoruz..
Cevap verememekten, nereye gittiğimizi bilmemekten korkuyoruz.
Biri kızacak, biri üzülecek, biri acı çekecek hatta ölecek diye korkuyoruz.
Kendimizi anlatamamaktan da korkuyoruz..
Yanlış anlaşılmaktan, sevilmemekten, geri dönülmeyecek sözler söylemekten korkuyoruz.

İnsanız ve Korkuyoruz...