içimden geldiğince...
şiir, öykü, deneme ve içimden her ne geliyorsa...
8 Ekim 2012 Pazartesi
Aşk herkesce farklıdır!
Kim ne bulduysa sevgilisinde onun için aşk o'dur.
Kimisi, zamanın farketmeden aktığını söyler,
Kimisi, kalbinin durmadan çarptığını,
Kimisi için aşk bitmeyecek bir serüven,
Kimisi için ise hiç varolmadı,
Aşk kimi insanı ağlatır,
Kimisini de ağız dolusu güldürür.
Kimisi yerinde duramaz,
Kimisi ayağa bile kalkamaz.
Kimisi aşksız bir yaşam düşünemez,
Kimisi "Aşkın Tuzağını" istemez,
Kimisinin aşkı, bacayı aşmıştır,
Kimisi, sahte aşıklar gibi bacadan düşmüştür,
Aşk bu...
Ota da olur, çiçeğe de,
Bala da olur, peteğe de,
Yeter ki sevgi tohumun olsun!
Gözünü ışıldatır,
Çağlatır göz pınarını akıtır,
Güneş misali bakanın içini ısıtır.
Kimisi, zamanın farketmeden aktığını söyler,
Kimisi, kalbinin durmadan çarptığını,
Kimisi için aşk bitmeyecek bir serüven,
Kimisi için ise hiç varolmadı,
Aşk kimi insanı ağlatır,
Kimisini de ağız dolusu güldürür.
Kimisi yerinde duramaz,
Kimisi ayağa bile kalkamaz.
Kimisi aşksız bir yaşam düşünemez,
Kimisi "Aşkın Tuzağını" istemez,
Kimisinin aşkı, bacayı aşmıştır,
Kimisi, sahte aşıklar gibi bacadan düşmüştür,
Aşk bu...
Ota da olur, çiçeğe de,
Bala da olur, peteğe de,
Yeter ki sevgi tohumun olsun!
Gözünü ışıldatır,
Çağlatır göz pınarını akıtır,
Güneş misali bakanın içini ısıtır.
Bir Varmış, Bir Yokmuş
Yemyeşil kırlardan toplandı papatyalar,
Kimisi taç yapıldı başlara,
Kimisi yerleşti vazolara,
Biri de vazoya yerleştirilirken düşüverdi kuytuya,
Unutuldu,
Kimisi taç yapıldı başlara,
Kimisi yerleşti vazolara,
Biri de vazoya yerleştirilirken düşüverdi kuytuya,
Unutuldu,
Ters yüz oldu kapıdan gelen esinti ile,
Sadece sürüklendi ve bir daha göremedi gün ışığını,
Kimse anlamadı, hatta varlığını bile hatırlamadı,
Soldu ve yok oldu, tıpkı birgün varolduğu gibi...
Sadece sürüklendi ve bir daha göremedi gün ışığını,
Kimse anlamadı, hatta varlığını bile hatırlamadı,
Soldu ve yok oldu, tıpkı birgün varolduğu gibi...
18 Temmuz 2012 Çarşamba
Gökyüzünün karanlığı mı? Yıldızın parıltısı mı ? Yeni doğacak günün umudu mu?
Bazen sadece karanlığı görür gözüm, HÜZÜNLENİRİM...
Ama bu hüzün besler beni büyürüm,
Dile gelir kalemim, döker içini sayfalara...
Başka biri olurum.
Bazen yıldızları görürüm, SADECE YILDIZLARI...
Uzak olmaları önemli değildir,
Onlar vardır.
Bu, mutluluk için bir sebeptir.
Ne güzel de ışıldardar,
Göz kırparlar kimi zaman,
Mutluluk budur, onları görebilmektir.
Umudum hep vardır, bir sonraki güne dair,
Kendimden umutluyumdur çünkü,
Hayatı sevmek umudun ta kendisidir,
Karanlığı ile, ışığı ile onu seversen şayet,
Umutsuzluk yoktur yeryüzünde,
Bilirsin ki ne olacaksa olsun,
Hüzünlensen de yazsan da sayfalara bu hüznü,
Ya da gülümsesen de yıldızın parıltısına, İçin çoşsa da
Hayat her hali ile yaşamaya değer,
Varoluş amacımızı unutmadan, karanlığı da ışıltıyı da görmek gerek...
Bu benim.
Sebep ise hayata bakış şeklim...
Ama bu hüzün besler beni büyürüm,
Dile gelir kalemim, döker içini sayfalara...
Başka biri olurum.
Bazen yıldızları görürüm, SADECE YILDIZLARI...
Uzak olmaları önemli değildir,
Onlar vardır.
Bu, mutluluk için bir sebeptir.
Ne güzel de ışıldardar,
Göz kırparlar kimi zaman,
Mutluluk budur, onları görebilmektir.
Umudum hep vardır, bir sonraki güne dair,
Kendimden umutluyumdur çünkü,
Hayatı sevmek umudun ta kendisidir,
Karanlığı ile, ışığı ile onu seversen şayet,
Umutsuzluk yoktur yeryüzünde,
Bilirsin ki ne olacaksa olsun,
Hüzünlensen de yazsan da sayfalara bu hüznü,
Ya da gülümsesen de yıldızın parıltısına, İçin çoşsa da
Hayat her hali ile yaşamaya değer,
Varoluş amacımızı unutmadan, karanlığı da ışıltıyı da görmek gerek...
Bu benim.
Sebep ise hayata bakış şeklim...
21 Haziran 2012 Perşembe
HÜZÜNLÜ
Hüzünlü, sevgi doluyu sevdi,
Hep hüzünlendi, söyleyemedi aşkını,
Ayrı dünyaların insanlarıydı,
Bunun farkındaydı başlangıçta,
Ama sonra unuttu, kaptırdı kendini aşka,
Sevgi dolu, zaten hep severdi,
Sevdi ama aşık değildi, çünkü o hep severdi,
Anlamadı hüzünlüyü, ya da anlamak istemedi,
Bir gün hüzünlü gördü ki sevgi dolu birini daha çok sevdi,
İşte o zaman hüzünlü, hüzünlerine yenilerini ekledi.
Anladı aşkının imkansızlığını,
Ve uzaklaştı.
Sevgi dolu anlamadı bu ayrılığı,
Anlamsızdı bu yaşadığı,
Nedenler hep kafasını kurcaladı,
Uyuyamadı, düşüncelere daldı,
Sevgi dolu hüzünlü oldu...
Hep hüzünlendi, söyleyemedi aşkını,
Ayrı dünyaların insanlarıydı,
Bunun farkındaydı başlangıçta,
Ama sonra unuttu, kaptırdı kendini aşka,
Sevgi dolu, zaten hep severdi,
Sevdi ama aşık değildi, çünkü o hep severdi,
Anlamadı hüzünlüyü, ya da anlamak istemedi,
Bir gün hüzünlü gördü ki sevgi dolu birini daha çok sevdi,
İşte o zaman hüzünlü, hüzünlerine yenilerini ekledi.
Anladı aşkının imkansızlığını,
Ve uzaklaştı.
Sevgi dolu anlamadı bu ayrılığı,
Anlamsızdı bu yaşadığı,
Nedenler hep kafasını kurcaladı,
Uyuyamadı, düşüncelere daldı,
Sevgi dolu hüzünlü oldu...
14 Haziran 2012 Perşembe
13 Haziran 2012 Çarşamba
ANAHTAR NEREDE?
Mutluluğun anahtarı kimde?
Sende mi? Onda mı? Hayır bende de değil..
Güneşi gördüğünde mutlu olmuyorsan,
Yol kenarındaki papatyaya eğilip bakmıyorsan,
O anahtarı bulamayacaksın...
Mutluluk ufak ayrıntılarda gizlidir,
Gizli dememe bakmayın aslında ufak da olsa tam ortadadır,
Gözümüzün önünde.
İyi ama neden insanlar erişemez bu saadete?
Görmezler , göremezler, görürler ama gördüklerinin mutluluk olduğunu kavrayamazlar,
Mutlu olmayı bilen,
"aaaaa papatyaya bak nasıl çıkmış taşların arasından.." der.
Bilmeyen ise,
"hıı evet." der.
Mutlu olmayı bilen,
"mis gibi deniz esintisi oooohhhhh" der.
Bilmeyen ise,
"üffff üşüdüm, hadi kalkalım" der.
Mutlu olmayı bilen, güneşe bakmayı, yağmurda ıslanmayı sever.
Mutlu olmayı bilen, bulunduğu ortamdan zevk almayı bilir.
Stresli de olsa o gün koştursa da durmadan, çayını demleyip ayağını uzattığında herşey silinmiştir.
Sürekli söylenmez mutlu olmayı bilen, herşeyden şikayet etmez,
Haklı sebepler türetir kafasında, birkaç şans vermeye değer görür insanları.
Anahtarı bulamayan, yanlış yerde arayan ya da varlığından dahi haberdar olmayan ise,
Hep şikayet eder, hep bıkkındır hayattan,
Her şey yanlış işliyordur ve asla düzgün insan yoktur kendinden başka.
Hep eleştirir, ama eleştri kabul etmez, kendi doğruları vardır Amenna, başkaları hep yanlıştır.
Herkes bir Polianna olamaz ama,
Her şeyden memnuniyetsiz de olmamalı.
Anahtarı bulamayanlar durun bir dakika!
Elinizi kalbinizin üzerine koyun, gözlerinizi kapayın ve her atışını hissedin,
Şimdi anahtarı buldunuz mu?
Sende mi? Onda mı? Hayır bende de değil..
Güneşi gördüğünde mutlu olmuyorsan,
Yol kenarındaki papatyaya eğilip bakmıyorsan,
O anahtarı bulamayacaksın...
Mutluluk ufak ayrıntılarda gizlidir,
Gizli dememe bakmayın aslında ufak da olsa tam ortadadır,
Gözümüzün önünde.
İyi ama neden insanlar erişemez bu saadete?
Görmezler , göremezler, görürler ama gördüklerinin mutluluk olduğunu kavrayamazlar,
Mutlu olmayı bilen,
"aaaaa papatyaya bak nasıl çıkmış taşların arasından.." der.
Bilmeyen ise,
"hıı evet." der.
Mutlu olmayı bilen,
"mis gibi deniz esintisi oooohhhhh" der.
Bilmeyen ise,
"üffff üşüdüm, hadi kalkalım" der.
Mutlu olmayı bilen, güneşe bakmayı, yağmurda ıslanmayı sever.
Mutlu olmayı bilen, bulunduğu ortamdan zevk almayı bilir.
Stresli de olsa o gün koştursa da durmadan, çayını demleyip ayağını uzattığında herşey silinmiştir.
Sürekli söylenmez mutlu olmayı bilen, herşeyden şikayet etmez,
Haklı sebepler türetir kafasında, birkaç şans vermeye değer görür insanları.
Anahtarı bulamayan, yanlış yerde arayan ya da varlığından dahi haberdar olmayan ise,
Hep şikayet eder, hep bıkkındır hayattan,
Her şey yanlış işliyordur ve asla düzgün insan yoktur kendinden başka.
Hep eleştirir, ama eleştri kabul etmez, kendi doğruları vardır Amenna, başkaları hep yanlıştır.
Herkes bir Polianna olamaz ama,
Her şeyden memnuniyetsiz de olmamalı.
Anahtarı bulamayanlar durun bir dakika!
Elinizi kalbinizin üzerine koyun, gözlerinizi kapayın ve her atışını hissedin,
Şimdi anahtarı buldunuz mu?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)