Hüzünlü, sevgi doluyu sevdi,
Hep hüzünlendi, söyleyemedi aşkını,
Ayrı dünyaların insanlarıydı,
Bunun farkındaydı başlangıçta,
Ama sonra unuttu, kaptırdı kendini aşka,
Sevgi dolu, zaten hep severdi,
Sevdi ama aşık değildi, çünkü o hep severdi,
Anlamadı hüzünlüyü, ya da anlamak istemedi,
Bir gün hüzünlü gördü ki sevgi dolu birini daha çok sevdi,
İşte o zaman hüzünlü, hüzünlerine yenilerini ekledi.
Anladı aşkının imkansızlığını,
Ve uzaklaştı.
Sevgi dolu anlamadı bu ayrılığı,
Anlamsızdı bu yaşadığı,
Nedenler hep kafasını kurcaladı,
Uyuyamadı, düşüncelere daldı,
Sevgi dolu hüzünlü oldu...
21 Haziran 2012 Perşembe
14 Haziran 2012 Perşembe
13 Haziran 2012 Çarşamba
ANAHTAR NEREDE?
Mutluluğun anahtarı kimde?
Sende mi? Onda mı? Hayır bende de değil..
Güneşi gördüğünde mutlu olmuyorsan,
Yol kenarındaki papatyaya eğilip bakmıyorsan,
O anahtarı bulamayacaksın...
Mutluluk ufak ayrıntılarda gizlidir,
Gizli dememe bakmayın aslında ufak da olsa tam ortadadır,
Gözümüzün önünde.
İyi ama neden insanlar erişemez bu saadete?
Görmezler , göremezler, görürler ama gördüklerinin mutluluk olduğunu kavrayamazlar,
Mutlu olmayı bilen,
"aaaaa papatyaya bak nasıl çıkmış taşların arasından.." der.
Bilmeyen ise,
"hıı evet." der.
Mutlu olmayı bilen,
"mis gibi deniz esintisi oooohhhhh" der.
Bilmeyen ise,
"üffff üşüdüm, hadi kalkalım" der.
Mutlu olmayı bilen, güneşe bakmayı, yağmurda ıslanmayı sever.
Mutlu olmayı bilen, bulunduğu ortamdan zevk almayı bilir.
Stresli de olsa o gün koştursa da durmadan, çayını demleyip ayağını uzattığında herşey silinmiştir.
Sürekli söylenmez mutlu olmayı bilen, herşeyden şikayet etmez,
Haklı sebepler türetir kafasında, birkaç şans vermeye değer görür insanları.
Anahtarı bulamayan, yanlış yerde arayan ya da varlığından dahi haberdar olmayan ise,
Hep şikayet eder, hep bıkkındır hayattan,
Her şey yanlış işliyordur ve asla düzgün insan yoktur kendinden başka.
Hep eleştirir, ama eleştri kabul etmez, kendi doğruları vardır Amenna, başkaları hep yanlıştır.
Herkes bir Polianna olamaz ama,
Her şeyden memnuniyetsiz de olmamalı.
Anahtarı bulamayanlar durun bir dakika!
Elinizi kalbinizin üzerine koyun, gözlerinizi kapayın ve her atışını hissedin,
Şimdi anahtarı buldunuz mu?
Sende mi? Onda mı? Hayır bende de değil..
Güneşi gördüğünde mutlu olmuyorsan,
Yol kenarındaki papatyaya eğilip bakmıyorsan,
O anahtarı bulamayacaksın...
Mutluluk ufak ayrıntılarda gizlidir,
Gizli dememe bakmayın aslında ufak da olsa tam ortadadır,
Gözümüzün önünde.
İyi ama neden insanlar erişemez bu saadete?
Görmezler , göremezler, görürler ama gördüklerinin mutluluk olduğunu kavrayamazlar,
Mutlu olmayı bilen,
"aaaaa papatyaya bak nasıl çıkmış taşların arasından.." der.
Bilmeyen ise,
"hıı evet." der.
Mutlu olmayı bilen,
"mis gibi deniz esintisi oooohhhhh" der.
Bilmeyen ise,
"üffff üşüdüm, hadi kalkalım" der.
Mutlu olmayı bilen, güneşe bakmayı, yağmurda ıslanmayı sever.
Mutlu olmayı bilen, bulunduğu ortamdan zevk almayı bilir.
Stresli de olsa o gün koştursa da durmadan, çayını demleyip ayağını uzattığında herşey silinmiştir.
Sürekli söylenmez mutlu olmayı bilen, herşeyden şikayet etmez,
Haklı sebepler türetir kafasında, birkaç şans vermeye değer görür insanları.
Anahtarı bulamayan, yanlış yerde arayan ya da varlığından dahi haberdar olmayan ise,
Hep şikayet eder, hep bıkkındır hayattan,
Her şey yanlış işliyordur ve asla düzgün insan yoktur kendinden başka.
Hep eleştirir, ama eleştri kabul etmez, kendi doğruları vardır Amenna, başkaları hep yanlıştır.
Herkes bir Polianna olamaz ama,
Her şeyden memnuniyetsiz de olmamalı.
Anahtarı bulamayanlar durun bir dakika!
Elinizi kalbinizin üzerine koyun, gözlerinizi kapayın ve her atışını hissedin,
Şimdi anahtarı buldunuz mu?
12 Haziran 2012 Salı
Bu Nasıl İnsanlık!!!
İnsan doğası gereği sevgi doludur.
İnsan sever, sevdiğini söyler.
İnsan sevdiğini söyler ve mutlu olur.
İnsan sevildiğini duyar ve mutlu olur.
İnsanlar değişmiş.
İnsanlar sevmekten korkuyor.
İnsanlar sevdiğini söylemekten korkuyor.
İnsanlar başkalarını sevince, sevdiğini söyleyince her şeyin değişeceğinden korkuyor.
Masum bir korku mu bu?
Hayır asla değil...
Maalesef ki insan, başkasına sevgisini verince,
Değer gösterince, o insanı mutlu etmekten korkuyor.
Başkalarını mutlu görmek istemiyor.
Nedendir bilinmez başkasını yüceltince sevgisiyle, kendinin aşağıda kalacağından korkuyor.
Bu nasıl insanlık?
Kendi değerinin azalacağından mı korkuyor?
Neden mahrumuz sevgi cümlelerinden?
Bırakın cümleleri sevgi yüklü kelimelerden?
İnsan,
Gittikçe aşağılaşan insan,
Gittikçe daha da küçük hesaplarla, diğerlerini eksiltmek isteyen,
Yukarıda görmek istemeyen,
Mutlu görmek istemeyen aşağılık insan.
Sen küçük hesaplarla sevgiden mahrum bıraksan da ötekileri,
Asıl sevgi mahrumu sensin unutma!
Sevmek, sevdiğini söylemek, bir insanı mutlu etmek, yüceltmek, senide mutlu edecekti oysa
Ama yanıldın
Sevgisiz ve yalnız kaldın...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)